D
A V E T
‘yağmur
yağıyor ilk kentten ayrılırken ben
arkamda
kalan bir şey yok
birkaç
mektup ve şiirlerden başka
kendimi
alıyorum, çıkıyorum yola…’
Sözcüklerin arasından yaratılacak bir evrene doğru
atılmış küçük bir adım oldu aforizma. Kendimizi alıp başladığımız yolculukta,
sırt çantamızda birikenleri aktardık size bugüne kadar ve devam edeceğiz yeninin üzerine konulabilecek
bir yeni daha buluncaya dek.
Ortak bir paydada uzlaşmak ya da üst anlatı oluşturmak kaygımız olmadı ve olmayacak.
Eski bir baladı dinlerken ya da yürürken seslerden oluşan doğa korosunun eşliğinde,
TV’de Bağdat’la ilgili haberleri izlerken ya da sıcak kollarında sevgilinin, duman saydığımız
havayı doldururken beyin hücrelerimize, tüm kabulleri yırtıp atmak adına haykırmak istedik bugün.
Yalnızdık, yalnız bırakıldık, yalnız kaldık… fark etmiyor şimdilerde.
Unutmamalı bir güzel oyun değil YALNIZLIK.
Diyoruz ki; şimdi sarılın kaleme kağıda, ucu ateşte is olmuş bir çöpepapirüse,
Pentiumlu teknolojiye… yazın bir şeyler. Bize göndermezseniz sizde kalsın; başkaları okusun
derseniz: